Egemenlik nedir 4 sınıf?

Egemenlik Nedir?

Egemenlik dediğimiz şey, en basit haliyle bir devletin kendi sınırları içinde ve uluslararası ilişkilerinde bağımsız karar alma ve uygulama gücüdür. Yani, kimsenin baskısı altında kalmadan kendi işlerini kendi başına halletmesi anlamına gelir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi, "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir." Bu söz, egemenliğin kaynağının millette olduğunu, yani halkın kendi kendini yönettiğini çok net ifade eder. Bu, sadece bir slogan değil, aynı zamanda devletin varoluş nedenlerinden biridir.

Peki, bu egemenlik somut olarak ne anlama geliyor? Gel, birkaç temel noktaya birlikte bakalım.

Egemenliğin Temel Unsurları

Egemenlik, tek bir şeyden ibaret değildir; birkaç önemli unsurun bir araya gelmesiyle oluşur. Bunları anlamak, egemenliğin ne kadar kapsamlı bir kavram olduğunu görmemizi sağlar.

  1. Yasama Yetkisi

Bir devletin egemenliğinin en belirgin göstergelerinden biri yasama yetkisidir. Bu, ülkenin kanunlarını koyma, değiştirme veya yürürlükten kaldırma gücüdür. Türkiye'de bu yetki Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'ne aittir.

Örneğin, yeni bir trafik kuralı getirilmesi veya mevcut bir vergi oranının değiştirilmesi gibi kararlar TBMM'de alınır. Bu, devletin kendi iç işlerini düzenleme yetkisinin somut bir örneğidir. Deneyimlerime göre, bir ülkenin kendi yasalarına sahip olması, onun bağımsızlığının temel taşıdır.

  1. Yürütme Yetkisi

Yasama ile ortaya konan kanunların uygulanması ve devletin günlük işlerinin yürütülmesi ise yürütme yetkisidir. Türkiye'de bu yetki, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından kullanılır.

Bir bakanlığın yeni bir uygulama başlatması, bir valinin kendi ilindeki bir düzenlemeyi yapması veya bir kamu kurumunun hizmetlerini yürütmesi bu yetkinin kullanılmasıdır. Örneğin, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni eğitim müfredatını belirlemesi veya Sağlık Bakanlığı'nın bir salgınla mücadele için aldığı kararlar yürütme yetkisinin örnekleridir. Bu, devletin kararlarını hayata geçirme gücüdür.

  1. Yargı Yetkisi

Egemenliğin üçüncü temel ayağı ise yargı yetkisidir. Bu, ülkede çıkan anlaşmazlıkları çözme, suçluları yargılama ve adaleti sağlama gücüdür. Türkiye'de yargı yetkisi, bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır.

Bir mahkemenin bir davada karar vermesi, bir hakimin bir cezayı belirlemesi veya Anayasa Mahkemesi'nin bir kanunun anayasaya uygun olup olmadığına karar vermesi yargı yetkisinin kullanılmasıdır. Bu, devletin hukuk kurallarını uygulama ve adaleti tesis etme gücünü gösterir. Deneyimlerime göre, bağımsız bir yargı sistemi, egemenliğin korunması için hayati önem taşır.

Egemenliğin Kaynağı ve Kullanımı

Egemenliğin kaynağı ve nasıl kullanıldığı da önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti'nde egemenlik, yukarıda da belirttiğim gibi milletten gelir. Millet, bu egemenliğini belirli dönemlerde seçtiği temsilcileri aracılığıyla kullanır.

Yani, sen oy kullanarak milletvekillerini seçtiğinde, aslında egemenliğinin bir kısmını onlara devretmiş oluyorsun. Bu temsilciler de senin adına yasama, yürütme ve yargı yetkilerini kullanıyorlar. Bu nedenle, seçimlerde oy kullanmak, senin egemenliğini kullanmanın en temel ve doğrudan yoludur.

Pratik İpucu: Ülkenin gündemini takip etmek, yapılan kanun değişikliklerini anlamak ve siyasi tartışmalara dahil olmak, egemenliğin nasıl kullanıldığını daha iyi anlamanı sağlar. Bilgili bir vatandaş olmak, egemenliğine sahip çıkmanın ilk adımıdır.

Egemenliğin Önemi ve Sınırları

Egemenlik, bir devletin varlığı ve bağımsızlığı için vazgeçilmezdir. Kendi yasalarına sahip olmak, kendi politikalarını belirlemek ve uluslararası alanda eşit bir statüde yer almak, egemenliğin sağladığı imkanlardır.

Ancak, egemenliğin mutlak ve sınırsız olduğunu düşünmemek gerekir. Devletler uluslararası anlaşmalar yaparlar ve bu anlaşmalar egemenliklerini belirli ölçülerde sınırlayabilir. Örneğin, Birleşmiş Milletler (BM) gibi uluslararası kuruluşlara üye olmak, bazı konularda uluslararası hukuka uymayı gerektirir.

Deneyimlerime göre, bir devletin egemenliğini koruması kadar, uluslararası ilişkilerde barışçıl ve işbirliği içinde olması da önemlidir. Bu dengeyi kurmak, modern devletlerin en önemli görevlerinden biridir.

Unutma, egemenlik sadece devletin değil, aynı zamanda senin de bir hakkıdır. Bu hakkı anlamak ve korumak, daha güçlü ve özgür bir toplumun anahtarıdır.