Güney cephesinden sonra hangi antlaşma imzalandı?
Güney Cephesi Sonrası Hangi Antlaşma İmzalandı?
Güney cephesi kapanınca akla hemen o antlaşma geliyor, değil mi? Evet, Lozan Barış Antlaşması'ndan bahsediyoruz. Bu, bizim için sıradan bir antlaşma değil, adeta yeni bir devletin tapusu gibi. Milli Mücadele'nin en kritik aşamalarından biri olan Güney Cephesi'ndeki başarılar, bizi Lozan'a taşıyan en önemli faktörlerden.
Hatırlarsan, Güney Cephesi'nde Fransızlarla ve onlarla işbirliği yapan Ermeni çeteleriyle mücadele ettik. Maraş'ta Sütçü İmam'ın gösterdiği kahramanlık, Antep'te Şahin Bey'in direnişi, Urfa'da ise Ali Saip Bey'in mücadelesi, bağımsızlık ateşini canlı tuttu. Bu direnişler sayesinde, sadece toprak bütünlüğümüzü değil, aynı zamanda uluslararası alanda da bir saygınlık kazandık. Düşünsene, işgalci güçler karşısında gösterdiğimiz bu kararlılık, masada elimizi çok daha güçlü kıldı.
Lozan Antlaşması'nın Getirdikleri ve Götürdükleri
Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923'te İsviçre'nin Lozan kentinde imzalandı. Bu antlaşma, Türkiye Büyük Millet Hükümeti ile Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı ve Belçika temsilcileri arasında yapıldı. Sovyetler Birliği ve diğer bazı ülkeler de daha sonra bu antlaşmaya katıldılar.
Deneyimlerime göre, Lozan'ı anlamak için şu noktalara dikkat etmek gerekiyor:
- Kapitülasyonların Kaldırılması: Bu, antlaşmanın en önemli kazanımlarından biriydi. Kapitülasyonlar, uzun yıllar boyunca Osmanlı Devleti'nin ekonomik bağımsızlığını zedeleyen ve yabancı devletlere geniş ayrıcalıklar tanıyan bir sistemdi. Lozan ile bu sistem tamamen ortadan kalktı. Bu senin için ne ifade ediyor? Kendi ekonomik kararlarını kendin alabilmek, kendi paranın değerini kendin belirleyebilmek demek.
- Sınırların Belirlenmesi: Türkiye'nin bugünkü sınırlarının büyük ölçüde çizildiği antlaşmadır. Özellikle Hatay meselesi, biraz tartışmalı olsa da, genel olarak Misak-ı Milli'ye büyük ölçüde uyulduğunu görüyoruz. Mesela, Yunanistan ile olan sınırımızın büyük ölçüde belirlenmesi, iki ülke arasındaki gerginliği azaltmada önemli bir rol oynadı.
- Boğazların Durumu: Boğazların yönetimi, başlangıçta uluslararası bir komisyona bırakılmak istendi. Ancak Türkiye'nin kararlı duruşu sayesinde, boğazların egemenliği Türkiye'ye bırakıldı. Bu, stratejik olarak çok önemli bir gelişmeydi.
- Azınlık Hakları: Lozan Antlaşması ile Türkiye'deki gayrimüslim azınlıkların hakları güvence altına alındı. Bu, hem uluslararası alanda Türkiye'nin itibarını artırdı hem de iç barışın sağlanmasına katkıda bulundu.
Güney Cephesi'nin Lozan'a Etkisi
Güney Cephesi'ndeki direnişin olmasaydı, Lozan'da masaya çok daha zayıf otururduk. Düşünsene, Fransızlar gibi güçlü bir orduyu Anadolu'da durdurmayı başarmış bir ülkenin taleplerini görmezden gelmek zordur. Antep, Maraş ve Urfa'daki halkın gösterdiği fedakarlık, sadece o şehirlerin değil, tüm ülkenin geleceğini şekillendirdi. Bu direniş, aynı zamanda diğer cephelerdeki mücadelelere de moral ve motivasyon verdi.
Pratik bir öneri olarak, bu dönemi daha iyi anlamak için o şehirlerin müzelerini ziyaret edebilirsin. Oralarda gördüğünüz objeler, o günlerin ne kadar zorlu geçtiğini ve ne kadar büyük bir mücadele verildiğini somut olarak görmeni sağlar.
Lozan'ın Mirası
Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığının ve egemenliğinin uluslararası alanda tescil edildiği antlaşmadır. Bu antlaşma ile Türkiye, tam anlamıyla bir devlet olarak tanındı ve kendi kaderini tayin etme hakkına sahip oldu. Elbette, her antlaşma gibi Lozan'ın da bazı tartışmalı yönleri olabilir, ancak genel olarak bakıldığında, Türkiye'nin kuruluş belgesi niteliğindedir.
Unutmamak gerekir ki, Lozan'da elde edilen başarı, sadece askeri zaferlerin değil, aynı zamanda diplomatik dehanın da bir sonucudur. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının, Milli Mücadele süresince gösterdikleri azim ve kararlılık, bugünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin temelini atmıştır.