II Mehmet'in Istanbul kuşatması için döktürdüğü toplara ne ad verilir?
Fatih'in Dev Topları: İstanbul'u Yıkan Oymakların Hikayesi
Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethine giden yolda döktürdüğü o meşhur toplar var ya, hani şu surları un ufak eden devasa canavarlar... Onlara ne isim veriyorlardı diye merak ediyorsun, değil mi? Gel sana deneyimlerime göre bu olayın arka planını anlatayım, biraz tüyler ürpertici ama bir o kadar da gurur verici.
O Devlerin Adı: Şahi Topları
Öncelikle şunu bil ki, o topların genel adı Şahi Topları'dır. Ama bu sadece genel bir isim. En meşhurları ve en akılda kalıcı olanı ise Macar Urban Usta tarafından dökülen ve o devasa gülleleri yollayan o muazzam top. İstanbul surlarının devasa taşlarını parçalayan, adeta tarihin akışını değiştiren bu topun namı yüzyıllardır sürüyor.
* Urban Usta'nın Eseri: Macar asıllı bir top ustası olan Urban, aslında Bizanslılar için de bir top yapma teklifinde bulunmuştu. Ancak onlar parayı denkleştiremeyince, Fatih Sultan Mehmet'in kulağına gitti bu iş. Fatih, hemen Urban'ı İstanbul'a davet etti ve ona gereken her türlü imkanı sağladı. Surların kalınlığını ölçtürdü, topların nasıl olması gerektiğini tarif etti ve en önemlisi, o efsanevi topu döktürmesi için ona bolca para ve imkan verdi.
* Boyutlar Gerçekten Devasa: Bu topların boyutları hakkında konuşmak bile insanın ağzını açık bırakıyor. En bilinen Şahi topu yaklaşık 9 metre uzunluğundaydı! Gülleleri ise tam 600 kilogram ağırlığındaydı. Düşünsene, o zamanın teknolojisiyle böyle bir topu dökmek ve hareket ettirmek başlı başına bir mühendislik harikası. Bir gülle atıldığında çıkan sesin, yerin sarsıntısının nasıl olduğunu hayal bile edemeyiz.
* Sayısı ve Etkisi: Fatih sadece tek bir dev topla yetinmedi. Kuşatma sırasında farklı boyutlarda ve özelliklerde birçok top kullanıldı. Ancak en çok bilineni ve en etkili olanı şüphesiz Urban'ın yaptığı o devasa top. Bu toplar, sadece fiziksel güçleriyle değil, aynı zamanda psikolojik etkileriyle de Bizans askerlerini ve halkını derinden sarstı. Surların yıkıldığını görmek, o korkunç sesleri duymak kim bilir onlara neler hissettirmiştir.
Bir Topu Hareket Ettirmenin Zorlukları:
Sen şimdi oturup "Bir topu hareket ettirmek ne kadar zor olabilir ki?" diye düşünebilirsin. Ama o dönemin şartlarında, o devasa topları Edirne'den İstanbul'a getirmek başlı başına bir destandı.
* İnsan Gücü ve Malzeme: Bu topları çekmek için yüzlerce, hatta binlerce insan ve öküz gerekiyordu. Özel olarak yapılmış kalın halatlar, sağlam arabalar ve tekerlekler kullanılıyordu. Yol boyunca gereken ahşap ve destek malzemeleri de düşünüldüğünde, lojistik kabus gibi bir şey olmalıydı.
* Teknolojik Yetersizlikler ve Çözümler: O dönemde yollar bugünkü gibi değildi. Tepeler, çamurlar, nehirler... Her engel aşılması gereken bir sorun. Bunun için özel rampalar yapıldı, köprüler kuruldu, hatta bazı yerlerde top arabalarının altına kaygan malzemeler konulduğu biliniyor. Deneyimlerime göre, Fatih'in askerleri sadece savaşmakla kalmamış, aynı zamanda mühendislik de yapmışlar.
Bu Topların Günümüzdeki Yeri ve Önemi
Şimdi bu efsanevi topların bazıları hala ayakta ve geçmişin o muazzam gücünü bizlere fısıldıyor.
* Topkapı Sarayı Müzesi ve Diğer Müzeler: En bilinen Şahi topu, günümüzde Topkapı Sarayı Müzesi'nde sergileniyor. İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde de bu döneme ait top parçaları ve gülleler görebilirsin. Bunlara bakarken, o dönemin ruhunu, Fatih'in kararlılığını hissetmek mümkün.
* Tarihi Bir Miras: Neden Önemli? Bu toplar sadece büyük demir parçaları değil. Onlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri teknolojisindeki ilerlemenin, Fatih Sultan Mehmet'in vizyonunun ve stratejisinin somut kanıtları. Bu toplar sayesinde İstanbul fethedildi ve o, "Fatih" unvanını aldı. Bu yüzden onlara sahip çıkmak, hikayelerini bilmek hepimizin görevi.
Eğer yolun bir gün İstanbul'a düşerse, Topkapı Sarayı'na gitmeyi ve o devasa topu görmeyi unutma. Zihninde o günleri canlandır, o güllelerin nasıl ses çıkardığını, surları nasıl yıktığını hayal et. Tarihin tozlu sayfalarından çıkıp karşına gelen bu devasa şahitler, sana çok şey anlatacaktır.