Kültür içgüdüsel midir?
Kültür İçgüdüsel Midir?
Kültürün doğuştan mı geldiği, yoksa sonradan mı öğrendiğimiz sorusu, aslında hepimizin merak ettiği bir konu. Deneyimlerime göre, kültürün kökeninde ne tamamen içgüdüsel ne de tamamen öğrenilmiş bir durum var. Bu karmaşık bir etkileşim.
İnsan, doğduğunda boş bir levha değil. Bir takım temel biyolojik ve psikolojik yatkınlıklarla dünyaya geliyoruz. Örneğin, iletişim kurma ihtiyacı ve sosyal bağlar kurma eğilimi gibi özellikler, kültürün oluşumunda önemli birer temel taşı. Bebeklerin anne babalarını taklit etme çabası, dil öğrenme yetenekleri, bunlar aslında bu içsel yatkınlıkların birer yansıması. Ancak, hangi dili konuşacağımız, hangi geleneklere uyacağımız, hangi değerlere sahip olacağımız tamamen içinde büyüdüğümüz çevre tarafından şekilleniyor.
Kültürün Öğrenilme Süreci
Kültür, en temelde bir öğrenme sürecidir. Çocuklar, ailelerinden, arkadaşlarından, okuldan ve hatta medyadan sürekli olarak kültürel kodları, normları ve değerleri öğrenirler. Bu öğrenme süreci, farkında olmadan gerçekleşir. Örneğin, Japonya'da yaşayan bir çocuk, büyüklerine saygı göstermeyi, yemek yerken çubuk kullanmayı, belirli bir selamlaşma biçimini doğal olarak öğrenir. Türkiye'de büyüyen bir çocuk ise farklı bir dil, farklı bir yaşam tarzı ve farklı değerlerle şekillenir. Bu, kültürün öğrenilerek edinildiğinin en net göstergelerinden biri.
Araştırmalar da bu durumu destekliyor. Örneğin, antropologlar tarafından yapılan çalışmalar, farklı coğrafyalarda ve farklı toplumlarda yaşayan insanların inanışlarının, adetlerinin ve yaşam biçimlerinin ne kadar çeşitlilik gösterdiğini ortaya koyuyor. Bir toplumda kutsal sayılan bir şey, başka bir toplumda sıradan olabilir. Bu, kültürel bilginin aktarıldığını ve zamanla değişime uğradığını gösteriyor.
Kültürün Evrimi ve Değişimi
Kültür, durağan bir yapı değildir. Sürekli bir evrim ve değişim içindedir. Teknolojinin gelişmesi, farklı kültürlerle etkileşim, küreselleşme gibi faktörler, kültürleri derinden etkiler. Örneğin, 20 yıl öncesine göre giyim tarzlarımız, iletişim biçimlerimiz, eğlence anlayışımız oldukça farklı. Bu değişimler, insanların yeni bilgileri ve pratikleri öğrenerek kültürlerine entegre etmelerinden kaynaklanıyor.
Bir örnek vermek gerekirse, akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte iletişim biçimlerimiz kökten değişti. Artık sadece konuşarak değil, mesajlaşarak, görüntülü konuşarak da iletişim kuruyoruz. Bu yeni iletişim biçimi, kültürümüzün bir parçası haline geldi. Bu da kültürün öğrenilen ve adapte edilen bir olgu olduğunu gösteriyor.
Kendi Kültürümüzü Anlamak İçin Ne Yapabiliriz?
Kendi kültürünüze ve diğer kültürlere karşı daha bilinçli olmak için şunları deneyebilirsin:
- Farklı kültürlerden insanlarla etkileşimde bulun: Yeni insanlarla tanışmak, onların yaşam tarzlarını, düşüncelerini anlamak için harika bir yoldur. Farklı bakış açıları kazanmanı sağlar.
- Belgeseller izle, kitaplar oku: Tarihi, sosyal ve kültürel konuları ele alan belgeseller ve kitaplar, farklı kültürler hakkında derinlemesine bilgi edinmeni sağlar.
- Seyahat et: Mümkünse farklı ülkelere seyahat etmek, kültürü yerinde deneyimlemenin en etkili yoludur. Yemeklerini tatmak, müzelerini gezmek, insanlarla sohbet etmek sana çok şey katacaktır.
- Kendi kültürel köklerini araştır: Kendi aile büyüklerinle konuşmak, atalarının yaşam tarzları hakkında bilgi edinmek, kendi kültürel kimliğini daha iyi anlamana yardımcı olur.
Unutma, kültür bir miras olduğu kadar, aynı zamanda sürekli inşa ettiğimiz bir yapıdır. Bu yapıyı anlamak, hem kendi kimliğimizi hem de içinde yaşadığımız dünyayı daha iyi kavramamızı sağlar.