Sel baskını en çok hangi bölgelerde görülür?
Sel Baskını En Çok Hangi Bölgelerde Görülür?
Sel baskınları, coğrafi konum, iklim özellikleri ve insan faktörünün bir araya geldiği yerlerde maalesef daha sık karşımıza çıkıyor. Deneyimlerime ve gözlemlerime göre, bu bölgeleri birkaç ana başlık altında toplamak mümkün.
- Akarsu Yatakları ve Taşkın Ovaları
En bariz riskli alanlar, adından da anlaşılacağı gibi, akarsuların kendisi ve çevresindeki alçak arazilerdir. Bu ovalar, yüzyıllar boyunca nehirlerin taşıdığı alüvyonlarla oluşmuş, verimli topraklara sahip bölgelerdir. Ancak bu verimliliğin bedeli, yoğun yağışlar veya ani kar erimeleri sonucunda nehrin yatağından taşarak bu alanları sular altında bırakma riskidir.
Örneğin, Türkiye'de Marmara Bölgesi'ndeki Sakarya Nehri'nin çevresi veya Ege Bölgesi'ndeki Gediz ve Menderes nehirlerinin deltaları bu tür riskli bölgelerdendir. Bu nehirlerin debilerindeki ani artışlar, çevredeki yerleşim yerleri ve tarım arazileri için ciddi tehdit oluşturur.
Ne yapmak lazım? Eğer böyle bir bölgede yaşıyorsanız veya bu bölgelere yatırım yapmayı düşünüyorsanız, bulunduğunuz yerin nehir yatağına ne kadar yakın olduğunu, geçmişte ne sıklıkla taşkın yaşadığını mutlaka öğrenin. Belediyelerin veya DSİ'nin (Devlet Su İşleri) yayınladığı taşkın risk haritalarını incelemek size önemli ipuçları verecektir. Evinizin veya iş yerinizin temel seviyesinin çevredeki zeminden ne kadar yüksekte olduğuna dikkat edin.
- Kıyı Bölgeleri ve Deniz Seviyesi Yükselmesi
İklim değişikliğinin en somut etkilerinden biri olan deniz seviyesi yükselmesi, özellikle alçak rakımlı kıyı şeritlerini doğrudan etkiliyor. Aşırı yağışların denizle birleşmesi veya fırtına kabarmaları, bu bölgelerde iç kesimlere doğru ilerleyen sellere neden olabiliyor.
Akdeniz ve Ege kıyılarımızdaki bazı alçak yerleşim bölgeleri, hem yoğun yağış hem de deniz kabarması riskiyle karşı karşıya. Özellikle delta alanları, hem nehir taşkınlarına hem de deniz etkilerine açık olduğu için iki kat risk taşır.
Ne yapmak lazım? Kıyı şeridinde yaşıyorsanız, ani ve şiddetli yağışlarda denizin geri tepmesi veya deniz seviyesinin yükselmesiyle oluşabilecek baskınlara karşı hazırlıklı olun. Özellikle fırtınalı havalarda kıyıdaki su seviyesini takip etmek faydalı olabilir. Alçak rakımlı kıyı bölgelerindeki binaların alt katlarını yaşam alanı olarak kullanmaktan kaçınmak, hasar riskini azaltabilir.
- Şehirleşmiş ve Betonlaşmış Alanlar (Kent İçi Seller)
İşin ilginç yanı, şehirler de sel baskınları için oldukça hassas hale gelebiliyor. Plansız ve hızlı kentleşme, doğal drenaj sistemlerini bozuyor. Yağmur sularının toprağa sızmasını engelleyen beton ve asfalt yüzeyler arttıkça, yağmur suyu kanalları ve derelerin taşıma kapasitesi yetersiz kalıyor.
Türkiye'de büyük metropollerin dar sokakları, yetersiz altyapısı olan gecekondu bölgeleri veya yeni gelişen sanayi bölgeleri ani sağanaklarda ciddi su baskınlarına maruz kalabiliyor. Özellikle altyapısı yetersiz veya imara açılan dere yatakları büyük risk taşıyor. Örneğin, İstanbul'da bazı semtlerde yaşanan sel felaketleri, bu sorunun ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor.
Ne yapmak lazım? Eğer bir şehirde yaşıyorsanız, yaşadığınız yerin yağmur suyu altyapısının ne kadar gelişmiş olduğunu gözlemleyin. Şiddetli yağışlarda bodrum katlarınızın veya zemin katlarınızın su alma ihtimaline karşı önlem alın. Evinizin çevresindeki mazgalların açık olduğundan, tıkanmadığından emin olun. Belediyelerin altyapı yatırımlarını takip etmek ve bu konuda taleplerde bulunmak da yerel düzeyde fark yaratabilir.
- Yamaç Bölgeleri ve Heyelan Riski
Eğimli arazilerde, özellikle orman örtüsünün tahrip edildiği yerlerde, şiddetli yağışlar toprağın kaymasına yani heyelana neden olabilir. Bu heyelanlar, vadilerde birikerek akarsu yolunu tıkayabilir ve baraj etkisi yaratarak daha büyük bir sele yol açabilir. Ya da doğrudan yerleşim yerlerini süpürebilir.
Karadeniz Bölgesi'nin yüksek ve eğimli arazilerinde, intikal eden haberlerde de gördüğümüz gibi, heyelan kaynaklı seller oldukça yıkıcı olabiliyor. Ormanların tahrip edildiği ve eğimin fazla olduğu her yerde bu risk mevcuttur.
Ne yapmak lazım? Yamaç bölgelerinde yaşıyorsanız, evinizin heyelan riskli bir alanda olup olmadığını araştırın. Yamaçlardaki bitki örtüsünün korunması, bu tür doğal afetlerin önlenmesinde kritik rol oynar. Eğer bir heyelan riski olan bölgedeyseniz, ani toprak kayması belirtilerini (duvarlarda çatlaklar, ağaçların eğilmesi gibi) takip etmek ve böyle bir durum gördüğünüzde hemen güvenli bir alana geçmek hayati önem taşır.
Unutmayın, sel baskınları sadece coğrafi bir kader değildir. Alınacak önlemler ve doğru bilgilerle bu riskleri en aza indirmek mümkündür.