Sol Yanım ne zaman basladi?

Sol Yanım'ın Başlangıcı: Bilinçaltına Bir Yolculuk

Eğer sen de benim gibi "Sol Yanım"ın ne zaman başladığını merak ediyorsan, bunun tek bir tarih veya anla açıklanamayacak kadar karmaşık bir süreç olduğunu deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim. Genellikle duygusal kırılmalar, ani değişimler veya uzun süren düşünsel süreçler sonucunda ortaya çıkar. Örneğin, hayatında önemli bir dönüm noktası yaşadığında, belki bir ilişki bittiğinde ya da yeni bir başlangıç yaptığında bu "sol yanım" dediğimiz, kalp tarafımızın derinliklerindeki o sızıyı daha belirgin hissetmeye başlayabilirsin.

Bu his, genellikle daha önceki deneyimlerin birikimiyle oluşur. Çocukluk travmaları, geçmişte yaşanmış pişmanlıklar, tam olarak ifade edilememiş duygular... Bunlar zamanla bilinçaltında birikir ve bir anda filizlenir. Belki de okul yıllarında yaşadığın ilk büyük hayal kırıklığı, "sol yanım"ın temellerini atmıştır kim bilir? Ya da ilk aşk acın? Deneyimlerime göre, bu başlangıç noktası kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterebilir. Kimisi için 20'li yaşların başındaki bir olay tetikleyici olurken, kimisi için çok daha erken yaşlarda başlayan küçük sızılar zamanla büyüyerek bu halini almıştır.

"Sol Yanım"ın Belirginleştiği Anlar ve Tetikleyiciler

Belirli olaylar, "sol yanım"ın daha da belirginleşmesine neden olabilir. Bunların başında kayıplar gelir. Sevdiğin birini kaybetmek, işini kaybetmek veya hayallerini kaybetmek gibi durumlar, içsel bir boşluk yaratır ve bu boşluk "sol yanım"ı daha anlaşılır kılar. Bir başka tetikleyici ise yetersizlik hissi olabilir. Başkalarıyla kendini kıyasladığında veya bir konuda kendini eksik hissettiğinde, bu duygu zamanla daha derin bir "sol yanım"a dönüşebilir. Rakamsal bir örnek vermek gerekirse, yapılan bazı araştırmalar, depresyon ve anksiyete belirtilerinin genellikle 18-25 yaş aralığında daha sık görüldüğünü gösteriyor. Bu yaşlar, kimlik oluşumunun ve yoğun sosyal çevresel etkileşimlerin olduğu dönemler olduğundan, bu tür duygusal sızıların daha belirginleşmesi şaşırtıcı değil.

Kişisel deneyimlerime baktığımda, ani bir kariyer değişikliği sonrası yaşadığım belirsizlik döneminin, "sol yanım"ı daha derinden hissetmeme neden olduğunu söyleyebilirim. O ana kadar sağlam temeller üzerine kurulu olduğunu düşündüğüm hayatımda, bir anda her şeyin sorgulanır hale gelmesi, içimde bir şeyleri tetiklemişti. Kendimi sürekli geçmişteki doğru kararlarımı sorgularken bulmuştum.

Bu Süreçle Baş Etme Yöntemleri

Eğer sen de "sol yanım"ın belirginleştiğini hissediyorsan, bununla başa çıkmak için uygulayabileceğin bazı yöntemler var. Öncelikle, bu hisleri bastırmak yerine kabul etmek önemli. Duygularını tanımlamaya çalış, ne hissettiğini anlamaya gayret et. Bu, ilk adım olacaktır. Ardından, kendine zaman ayırmak çok değerli. Hobilerine yönelmek, sevdiğin insanlarla vakit geçirmek veya doğada zaman geçirmek sana iyi gelebilir.

Deneyimlerime göre, sorgulayıcı düşünce kalıplarını kırmak da çok etkili. Kendini sürekli "keşke şöyle olsaydı" diye düşünürken buluyorsan, bu düşünceleri fark edip onları daha yapıcı düşüncelerle değiştirmeye çalış. Örneğin, "Keşke o işi kabul etmeseydim" yerine, "Bu durumdan ne öğrendim ve bundan sonra neyi farklı yapabilirim?" diye sormak daha faydalı olacaktır. Ayrıca, eğer bu hisler hayatını olumsuz etkiliyorsa, bir uzmandan yardım almaktan çekinme. Psikologlar veya terapistler, bu süreci daha sağlıklı bir şekilde yönetmene yardımcı olabilirler.

Pratik bir öneri olarak:

  • Günlük tutmak, duygularını ve düşüncelerini yazıya dökmek, bir nevi bilinçaltına ulaşmanın bir yolu olabilir.
  • Meditasyon veya mindfulness egzersizleri, mevcut ana odaklanmana ve düşünce karmaşasını azaltmana yardımcı olabilir.
  • Fiziksel aktivite, endorfin salgılayarak genel ruh halini iyileştirebilir. Günlük 30 dakikalık tempolu yürüyüş bile fark yaratabilir.

"Sol yanım"ın ne zaman başladığı sorusu, aslında hayatının hangi evrelerinde daha derinlemesine kendini bulduğunun bir göstergesidir. Bu bir son değil, daha çok kendini tanıma yolculuğunun bir parçasıdır.