Türkiye'nin ilk özel Arboretumu nerede?

Türkiye'nin İlk Özel Arboretumu: Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi

Türkiye'nin ilk özel arboretumu denince akla gelen ilk ve en bilinen yer, İstanbul'da bulunan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi (NGBB). Bu bahçe, sadece Türkiye'nin değil, aynı zamanda Avrupa'nın da önemli botanik bahçelerinden biri olarak kabul ediliyor. Burası, ağaç ve bitki koleksiyonuyla tam anlamıyla bir açık hava müzesi niteliğinde.

NGBB'nin Kuruluşu ve Amaçları

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, merhum Ali Nihat Gökyiğit tarafından, eşi Nezahat Gökyiğit anısına 1995 yılında kurulmuş. Temel amacı, Türkiye'nin zengin bitki çeşitliliğini korumak, tanıtmak ve bilimsel araştırmalara zemin hazırlamak. Toplamda 420 dönüm gibi oldukça geniş bir alana yayılmış bu bahçede, hem yerli hem de yabancı birçok bitki türünü bir arada görebilirsin.

Deneyimlerime göre, burayı özel kılan şey, sadece bir park ya da yeşil alan olmaktan çok daha fazlası. NGBB, canlı bir gen bankası gibi işlev görüyor. Özellikle soyu tükenme tehlikesi altındaki veya nesli tehlikeye düşmüş bitki türlerinin korunması ve çoğaltılması konusunda ciddi çalışmalar yürütüyorlar. Bu da onu sıradan botanik bahçelerinden ayıran en önemli özelliklerinden biri.

Koleksiyonlar ve Bölümler

Bahçenin içerisinde birbirinden farklı temalara ayrılmış birçok bölüm bulunuyor. Bunlardan en dikkat çekici olanları şunlar:

  • Anadolu Bitkileri Bölümü: Türkiye'nin dört bir yanından toplanan endemik ve yerel bitki türlerini sergiliyor. Burada, Anadolu'nun biyoçeşitliliğinin ne kadar zengin olduğunu somut olarak görebilirsin. Örneğin, farklı bölgelere özgü nadir orkidelerden karakulak otuna kadar birçok tür mevcut.
  • Süs Bitkileri Bölümü: Peyzaj mimarisinde kullanılan ve estetik değeri yüksek bitkileri barındırıyor. Mevsimlere göre renklenen çiçek tarhları, görsel bir şölen sunuyor.
  • Gül Koleksiyonu: Dünyanın dört bir yanından getirilmiş yüzlerce farklı gül çeşidi bu bölümde yer alıyor. Özellikle yaz aylarında gül bahçesinin kokusu ve görsel şöleni unutulmaz oluyor.
  • Arboretum (Ağaç Müzesi): Bu bölüm, bahçenin temelini oluşturan ağaç koleksiyonunu içeriyor. Burada, Türkiye'nin farklı coğrafyalarına ait birçok ağaç türünü, bazılarının yaşları onlarca yılı bulmuş örneklerini görebilirsin. Özellikle Türkiye'ye özgü meşe türlerinin (Quercus spp.) çeşitli varyasyonları oldukça etkileyici.
  • Göl ve Sulak Alanlar: Bu alanlar, sucul bitki türleri ve su canlıları için ekosistem oluşturuyor. Baharın gelmesiyle birlikte burada açan nilüferler ve diğer su bitkileri görsel bir zenginlik katıyor.

NGBB'yi Ziyaret Etmek İçin İpuçları

Eğer NGBB'yi ziyaret etmeyi düşünüyorsan, sana birkaç pratik tavsiyem olacak:

  • Mevsim Seçimi: Bahçenin en renkli ve canlı olduğu dönemler ilkbahar ve sonbahardır. İlkbaharda çiçek açan bitkiler ve ağaçların uyanışı, sonbaharda ise yaprakların renk değiştirmesi büyüleyici bir manzara sunar. Yazın sıcaklarında öğle saatlerinden kaçınarak sabah erken veya akşamüstü saatleri tercih edebilirsin.
  • Ziyaret Süresi: Bahçe oldukça geniş, bu yüzden en az yarım gününü buraya ayırmanı öneririm. Rahat bir yürüyüşle tüm bölümleri keşfetmek için bu süre yeterli olacaktır.
  • Fotoğraf Makinesi: Doğanın bu kadar güzelliklerini kaçırmak istemeyeceğine eminim. Fotoğraf çekmek için bol bol fırsatın olacak.
  • NGBB Kütüphanesi: Eğer bitkilere ve botanik bilimine daha derinlemesine ilgi duyuyorsan, bahçenin içerisindeki kütüphaneyi de ziyaret edebilirsin. Burası, zengin bir arşiv ve araştırma merkezi.
  • Eğitim Faaliyetleri: NGBB, düzenli olarak seminerler, atölye çalışmaları ve rehberli turlar da düzenliyor. Ziyaretinden önce etkinlik takvimini kontrol ederek bu fırsatlardan yararlanabilirsin.

Deneyimlerime göre, NGBB sadece göz zevki için değil, aynı zamanda bilgi edinmek ve doğayla iç içe olmak için de harika bir yer. Burayı ziyaret etmek, Türkiye'nin bitki mirasına sahip çıkma konusunda duyarlı bir adım atmak anlamına da geliyor.